rüya günlüğü

18 Mayıs-19 Mayıs gecesi

anneannemin evindeydik. bir kız çocuğu, ben ve anneannem oturuyorduk. daha sonra annem geldi ve bize bir oyuncak bebek getirdi. çocukla çekiştirince bebeğin kafayı koptu. özür dilerim ama öyleydi. sonra kendi kendine düzeldi, sevinmiştim. fakat şunu fark edene kadar, bebek beni öldürmeye çalışıyordu. Babam bebeğin bizi duyduğunu, anladığını ve bize göre plan yaptığını anlayınca buna bir çare olarak odama, anneannemlere her gittiğimde kaldığım mavi mobilyalı küçük oda, hareketli bir kamera koydular ve bebeği oraya oturttular. bebek her hareket ettiğinde kamera ateş edip bebeği yakacaktı. kısacası hareket ederse ölürdü.

daha sonra okula gittim, okuldan birkaç arkadaşımı gördüm. bu olanları onlara anlattım ve bir tanesi ”bebeği yakarsan çöpe atma, kimsenin göremeyeceği, kazamayacağı toprak bir yere göm.” dedi. daha konuştuk galiba ama bir şey hatırlamıyorum.

markete gittik, her pazar gittiğimiz markete, 10 liram vardı ve sevdiğim her şey 10 liraydı.

derse geri döndük. fakat ders işlemedik. yani biz. çünkü havalandırma borusu gibi bir şeyde ilerliyorduk. ve arkadaşımın elinde peluş bir tavşan vardı, benim küçükkenki tavşan peluşumun aynısıydı. daha sonra başka bir arkadaşım bizi kurtarmak için havadan bir anda gelen bir bıçağa arkadaşımın peluşunu fırlattı ve. koptu. işte. pek açık açık yazmak istemiyorum bu kısmı… tabii bunun sonucunda arkadaşım triplendi, bir köşeye çekildi, bacaklarını topladı. ben peluşunun kesilmesine sebep olan arkadaşıma kızıyorduk bir yandan da elimde peluş ile kesik izlerine bakıp tamir edilir mi diye düşünüyordum. daha sonra bir anda elimdeki peluş, bebek oldu. peluşun kesilmiş olduğu yerden kesilmiş bir bebek. ve bebeğin gözlerinden göz yaşı akmaya başladı ben de arkadaşıma uzatıp “aa artık dikilemez, lanetlendi. bunu yanında tutma.” dedim. arkadaşım da gülerek “tamam” dedi.

hobi bahçesi gibi bir yerdeydim. hava kararmak üzereydi. yeri kazıyordum bir yandan da aklımdan geçiriyordum: “bebeği yakalayıp yakarsan çöpe atma, kimsenin göremeyeceği, kazamayacağı toprak bir yere göm.”

başladığım yere, anneannelerin evine, geri döndüm ve odama gittim. bebek oradaydı, kamera takılıydı fakat bebeği ve kamerayı umursamadan dertli dertli kendi kendime konuştum. daha sonra birkaç saniyede bir bebeğe bakmaya başladım ve tam kolunu kaldırdı, yandı. anneme söyledim ve o da “tamam gömmeye gideriz” dedi. daha sonra rüyanın başındaki küçük kızla camın önüne oturduk. bir miyavlama sesi duyduk. baktık ti yandaki camdan bir kedi, sevmeye çalışırken bir yan cama gitti. ve aşağıda miyavlayan bir kedi daha gördük.

uyandım.

この記事が気に入ったらサポートをしてみませんか?